Geyik Araniyor:)

[PE&OAS]

eminim her scener yaşamıştır scene ile ilgili komik olaylar...
bunların özellikle C64 ve benzeri konularla ilgili olanlarını bir araya getirmeye çalışıyorum,illa 64 ile ilgili olması değil fakat C64 ile ilgili olanlarını kaynak aldığımız kişininde izniyle C64 TR dergisine yollamak istiyorum diğerlerinide basit bir yerde toplayacam
başınızdan geçen olayları,komik-geyik birçok şeyi buraya yada ö.m. olarak yazarsanız sevinirim...

saygılarla PE&OAS

[skate]

64 Times #1'i okudun mu hiç? Ordaki reviewların hepsi baştan aşağı geyiktir Çok eğlenmiştik walla yazarken. Hatta daha önce de bu forumun geyik köşesine konu olmuştu bu defalarca

[PE&OAS]

  okudumda,anlamadım ,sanırım ingilizce bilmek gerekiyordu (böğğ))

[nightlord]

kisaca

" 7d4--->wisdom ve sid "

demek istiyorum... artik gerisini wisdom ve hydrogenden alalim... ehehe

(ve nightlord sinsice gulerek saklanir )

[kris]

ilkokul 4'deyken c64'e kavusmustum (ben 6 yasindan beri c64 kullaniyorum) sene iste 85 falan. kurduk bilgisayari. actik. ilk is joystick'i taktim. ekrana yazilar cikmaya basladi. C ZV > < C ZC V C gibi... ekran akip gidiyor. heralde bilgisayar bisi yapiyor, bekleyelim bakalim dedik. bu 2 saat kadar surdu. ekrana ablak ablak 2 saat baktiktan sonra ben sıkıldım komsu bir abiden yardim istedim.  geldi bakti:

megersem joystick'in autofire'i acik kalmis....

ehuerhuerheuhreueurheuhreurheurhu

[Hydrogen]

Hehehe. Harbi supermis. Burada sirkette yarildik:)

Yil 1986. Benim kuzenle (su an USA'de software engineer hey gidi gunler)
birlikte C64'un el kitabindan ucan balon vs. ne varsa yaziyoruz. Ben ona super oyunlarin nasil yapildigini soruyorum.Yas 9:) O da bana cevap veriyor.
-Oyunlarin bu programlarla ilgisi yok, oyun yapmak icin LAZER KALEMI gerekiyor.
Bende himm diyorum. Bana da gayet inandirici geliyor. Ardindan birkac ay sonra OEM isikli kalem aliyoruz(O OEM'in marka olmadigini da simdi anliyorum hahah) Tabii oyun felan yapamiyoruz. Kelebek ciziyoruz felan.
Sonra 87 sonu gibi simos basic kartusu ediniyoruz. Iste line circle felan ciziyoruz.
O ara da Test Drive I cikmis piyasaya. Vaay gercek gibi araba kullaniyoruz, gaza gelmisiz. Haydi Test Drive'a benzeyen bir oyun yapalim diyoruz. Ekrana circle komutu ile direksiyon cizmekle ise basliyoruz. Sonrasini ne yapacaksak Hahah.

Gerci o zamandan bu zamana projeler mantikli bir hale gelmis olsa da, bir suru
sey ogrenmis olsak da,  degismeyen tek sey, hala oyun yapamiyor olusumuzdur:)

[spaztica]

yılı hatırlamıyorum, ama ilk oyun yazdığımda ne spectrumlar vardı ne de 64den falan haberim yoktu; kullandığım ilk makinalardan biri amstrad idi. bir sene sonra gaza gelip hadi oyun yazalım demiştik bir arkadaşla, o zamanki pc'ler (NCR falan, kartlı veri işleme makinaları vardı ve 8" diskler çok muhteşem bir kayıt medyasıydı, çok ender görebilirdiniz) haliyle 4 ton gösteren yeşil ekranlı bir NCR'da birşeyler karıştırmaya başladık. arkadaşımın babasının yazılım şirketi vardı; akşamları mesai bitiminde oraya gider, 2 deli çökerdik makinaların başına. basic'de karate oyunu yapmak gibi bir manyaklığa girişmiştik. tabii ekrana grafik nasıl gelecek? basic bilmeyen iki manyak, bilgisayarın verdiği tek  grafik komut olarak PSET ve RSET komutlarını (nokta koyma ve silme) bildiğimiz için, oyunu yazmadan önce oturduk önce space ve cursor tuşları ile çizim yapılan bir program yazdık. ne daire maire, ne boyama ne de yazı mazı kullanabiliyordu. oturursun saatlerce makina başında figürleri 5 tuş yardımıyla çizersin, program da bu grafikleri yine basic'te kullanacağımızdan (dosya işlemleri ne kelime!) text olarak export eder. ondan sonra bu export edilenleri alır, koda append edersin. şaka maka, böyle ilkel metotlarda dahi oyunun 4 level'ını programlamıştık. tabii AI ya da parametrik programlama ne hadise! her level'ın kodu ayrıydı!
sonraki MSX bilgisayarımda da grafik yapmak için sürekli basic kullanmam biraz yorucu olmaya başlamıştı; o sıralar ortaokuldaydım ve millet beni çatlak sanıyordu. çünkü okula yanımda milimetrik kağıtlarım ve kod defterim olmadan gitmezdim. derste ve aralarda da oturup milimetrik kağıda çizdiğim resimleri (sürekli geometrik formlar kullanarak tabii) üşenmez, deftere satır satır Basic kodu olarak yazardım; sonra da eve gidince onları bilgisayara aktarır, resim olunca da biraz karşısına geçer, gurur duyarak izler, sonra da bilgisayarı kapatırdım. SAVE de ne kelime...!

kalkıp biri bize o tarihte c ya da benzeri bir dille tanıştırsa çok mu külfet olurdu yahu!

[skate]

Walla hikayelerin hepsi birbirinden güzel ve eğlenceli. Koptum bayaa... Ben'de de 87-90 yıllarından kalma bir disket var. Label'ı süper ama! "Emir'in Programları" İçinde ne var derseniz tamamı CBM Basic öğrenme aşamalarımdan oluşan birbirinden rezalet programlar kaynıyor.

O yıllarda programcıdan çok animatör sayılabilirdim ben. Herşeyi "ekranı sil ve bir sonraki ekranı oluştur" mantığıyla yapardım. Peki ya spritelar?

"Kit Demo" isimli bir program yapmıştım o yıllarda. Hani "Kara Şimşek" vardır ya. O hesap... Programın outputuna baktığınızda sonuç hiç de fena değil aslında. Ekrana bir araba spriteı giriyor ve durduğunda "Bu araba kit olmalı" gibi bir mesaj çıkıyor. Arabanın önünde ASCII bir duvar var Araba bu duvara tosluyor ve birkaç denemenin ardından duvarı yıkmayı başarıyor. (WOW! Bu arada yukarda aptal mesajlar yazmaya devam ediyor. "Evet evet! Kesinlikle Kit!" felam. En son araba duvarı yıkıyor ve o da nesi? Önünden bir lazer çıkıyor ve ateş ederek duvarı patlatıyor. BOOM! Sonuç yoluna devam ediyor. Peki son atraksiyon ne? Elbetteki ekranı uçarak terkediyor

Gelelim source codelara. Programcının el kitabından yazılmış korkulacak derecede gereksiz init bölümleri bulunan bir codeun ardından yazılan şu şekilde bir program..

..
..
..
110 X = 100: Y = 45: POKE 53248, X: POKE 53249, Y
120 X = 102: Y = 45: POKE 53248, X: POKE 53249, Y
130 X = 104: Y = 45: POKE 53248, X: POKE 53249, Y
140 X = 106: Y = 45: POKE 53248, X: POKE 53249, Y
..
..
..

O zamanlar "ivme" kavramı tam yerleşmediği gibi "değişken" kavramını da çözmüş değilim tabii ki. Niye her seferinde X ve Y'ye değer verip sonra set ediyorum da doğrudan değerleri yerine yazmıyorum? Belki bazılarınız X ve Y'nin değerlerini daha düzenli görmek için yaptığımı düşünebilir. Elbette ki sebep bu değil, kesin bir örnek gördüm öyle ve tek yolu bu sandım.

Mert Hekimci (Digahole / Onslaught) benim için önemli bir adamdır. Zamanında bana bir basic code disketi vermişti. Az önceki mesajlarda geçen "basic karete" gibi şeyler vardı içinde Bir de text adventure oyunu vardı içersinde. "Mafya" mıydı neydi... Onu incelerken "money" diye birşey görmüştüm içersinde. "money = money + 500" falan birşeyler yazıyordu. Baktım oyunda da bir yerde para kazanıyordun tam $500'a denk geliyor. O gün "değişken nedir? nasıl kullanılır?" anlamıştım :lol:

Hydrogen: Sen "Emir'in Programları" disketiyle ilgili beni daha da rezil edecek şeyler biliyorsun. Lütfen sende saklı kalsın

Budur... Çok eğlendim yazarken eheh...

[spritus]

ahaha.. kit olayina bittim emir. allah mustehakini versin.

[PE&OAS]

aha aha...
valla hepsi birbirinden superdi,daha vardir biyerlerden çıkarın yazın
teşekkürler...

[spaztica]

ahanda bi tane daha benden...

c64 bulmuşuz bi arkadaştan, elinde 3-5 oyun var teypten yüklediği... adamı zar zor ikna edersin, commodore dergisinde verilen programlar falan diye, güvenilir bak, bişey olmaz diye... neyse, uzun iknalarımın neticesinde tüm bir gün hex kodlarla oyun yazıp oynadığımızı, sonra da kaydetmeyi bilmeden makinayı kapatıp, ertesi gün tekrar aynı kodları yazdığımızı ve bunu birkaç gün devam ettirdiğimizi... bilmem anlatabildim mi...

başka bir arkadaşın evindeyiz, bu sefer de artık c64e biraz daha hakimim; poke olayını öğrenmişim ya! (sadece renk değiştirmeyi)  arkadaşa hava atacam; renkleri değiştirdim, o içeri gittiğinde... geldiğinde çerçeve ve zemin renkleri değişmiş olduğu için bana kızdı, bilgisayarını bozdum sandı. daha normal haline getiremeden -o anda poke komutunu anlatmaya çalışıyordum, ama anlattıkça karşımdaki yapılan değişikliğin daha da kalıcı olduğunu sanarak sonunda beni evden kovdu... ühüüüü....

seneler sonra aynı korkak tavrı bir ajansa girdiğimde fark ettim. teknik destek olarak bilinen sözde bakım elemanları -ki bunalrın saat ücreti 100$- macintosh'lara font ekleme, extension ekleyip makinayı daha kullanışlı hale getirme gibi şeylere -anlamadıkları için- çok kızarlarmış meğerse. ben ajansta çalıştığım süre boyunca gıcıklaşırdık; adam bir pcyi mac'e bağlamaya bile 3-4 saat harcadığı için okkalı paraları vururdu, ben bunu 15 dakkada tüm maintosh'ları pc'ye ve internete bağlamak olarak yapınca bana hayli kızdı. sanırım bende bir terslik var?

[nightlord]

sene 89

bi arkadas 64'te konusabilen bi program bulmustu say"hello" falan dedin mi alet soyluyodu.
tabii alet ingiliz aksani ile konusuyordu. hemen adimizi falan soylettikten soora her turk delikanlisi gibi basladik alete kufrettirmeye. tabii ingiliz aksanli dallama program "siktir git" yerine "sayktr gid" falan diyo. uzun calismalar sonucu turkce telaffuz ettirebilmek icin asagidaki komutlara ulastik

say "oahzynah scheym"
say "sickter geet"
say "why oahmenoah kodoomoon eabnahsee"

[PE&OAS]

@spaztica:o aynı korkak tavrı ben yüzlerce kullanıcıda gördüm,dahası wallpaperını değiştirdiğim için azar işittiğim bir kuzenim bile var benim zırt-pırt wallpaper,screensaver,çözünürlük değiştirince bilgisayar bozulabilirmiş,babası söylemiş!!!gerçeği anlatsamda ben evden çıkar çıkmaz tüm ayarları eskiye döndürüyorlar,ama bazen öyle boyutlara ulaşıyorki antivirüs programını dahi siliyorlar sistemden,sistem bozulmasın diye...
@nightlord:geçen hafta amcamın oğluyla amiga wb 1.3'deki say programında turnuva yaptık.kuralları:
1. oyuncu dışarı çıkartılır,2. oyuncu içeride söyletmek istediklerini yazar.
1. oyuncu çağrılır,program çalışır ne yazılmıssa anlatır,1. oyuncu monitore bakmadan ingilizce telaffuzla ne dendiğini anlamaya çalışır.kaybeden kola ısmarlar vs.vs.vs ama türklüktenmi neyden bilmem ilk elden sonra cümleler şöyle çıkmaya başlar:
-ananı s.k.m aykut
-semihin babasi travesti
-g.tunu dagitirim ibne....

bendende bunlar olsun,karıştırdıkça çıkıyor,arayın,yazın zahmet olmazsa...

[hades]

Bir tanede benden.
Lisedeyken bir arkadaşta c64 ve 1541 vardı. Sınıfın bilgisayar kolundaydı arkadaş. Bir gün ufak bir tv, c64 ve 1541'i okula getirdi. 5.25" lik disket kullanmak büyük bir olaydı. Disketten bir oyun yükledi. Fastload kartuş falan ne gezer. Dolayısıyla beklemek işkenceydi. Neyse ekranda READY çıktı hemen arkasından RUN komutu ver. Bekliyorum bişeyler çıksın diye. Sıkıldım makinayı kapatıp açtım. Biraz kızdı. Ben ise "Ne olacak. Zaten disketten yüklüyorsun olm. İki saat kasetteki gibi uğraşmıyosunki" dedim. Daha sonra aynı oyunu tekrar yükledi. Yükleme sırasında beni bilgisayardan uzaklaştırdı. Meğerse oyun sıkıştırılmış durumdaymış ve açılırken ekranda bişey çıkmıyormuş.

Daha sonra bu arkadaşı işletmiştim. EML elektronikte olduğumuz için TV tekniği gibilerinden bir dersimiz vardı. Bir gün şunları söyledim. "Olm ne yaptım biliyomusun. Tv deki ses ile görüntü entegresinin yerlerini değiştirdim. Adamların söyledikleri her şey ekranda yazı olarak çıkıyor, ekrandaki yazılarda ses olarak geliyor dedim. Arkadaş hemen atladı tabiiki. Nasıl olur falan gibilerinden. Yanımızda bir üst sınıftan arkadaş vardı. Öyle şey olurmu falan filan derken olmaz tabii dedik ama epeyce gülmüştük. Sene 1985-1986 gibi.

[PE&OAS]

gecen gün erikin amiga 500'ü gönderiken kargo şubesinde oldu bu olay...herif kutuda ne var diye sordu dalgınlıktan bilgisayar yerine amiga demişim.ne o amiga dedi.ya bilgisayar filan demeye çalıştım,yanlış bişey olmasın dedi.yok aga ne olacak bilgisayar işte dedim...yok o kadar ufak kutuya nasıl sığdırdın bilgisayarı,anan kim baban kim demeye başladı. benimde tepem attı sanane babında bir cevap verdim herife,iyice kuşkulandı herif başladı bomba olmasın ayaklarına.yok filan derken herif zorla açtırdı koliyi,baktı aynen g.t
yaşından utanmasam al babayı şeklinde bir hareket çekecektim herife böylede macera oldu amiga sayesinde bomba sandılar aleti???