the scene > demoscene
Plazma #3
skate:
çok doğru yazmışsın hydrogen. gerçekten ders çıkardım kendime. haklısın, editörlük senin anlattığın gibi olur. ben biraz "dergiye 2 sayıdır yazı yollayanlar, özellikle yazı dizisi olanlar, bu sayı da yazı yollarlar"a güvendim. Güvenmemeliydim. Ayrıca Spritus'a baştan çok vaktim olmadığını, ancak yazıların editingiyle uğraşabileceğimi söylemiştim. O da "mecburen" kabul etti.
Gönül isterdi ki birçok scener bir araya gelip heycanla başlattığımız bu projede editörler zorlamadan insanlardan onlarca random yazı gelse de editörlerin derdi onları sayının konseptine oturtmaya çalışıp gerekirse bazı yazıları sonraki sayıya sarkıtmak olsa. Ama sanırım gerçekçi olmak daha doğru bir karar.
Offtopic, TSDN #5 ile ilgili not. Abi ben hangi manyak ruh haliyle yazmışım o "Bir Gece Hikayesi"ni. Walla inanın hiç hatırlamıyordum. Sonu bana da sürpriz oldu. Ulan insan nasıl değişiyor 7-8 senede :) Okumayan varsa okusun, 99'daki Emir'le tokalaşsın ;)
spaztica:
bir iş ancak bu kadar iyi kotarılır; helal olsun hydrogen... sadece yaptığın için değil, oturup bunu anlattığın ve işin içyüzünü de gösterdiğin için. çoğumuz bu çabayı fark etmiyor belki de. olayın iki taraflı bir uğraş olduğunu göstermişsin, hem editörün gazlamasıyla, hem de yazarın sorumluluğuyla. çok iyi bir tanımlama, eline sağlık.
nightlord:
yaa iste budur ya ben bu adami seviyorum abi.
yani plazma 3 yayinlansa, ve icinde sadece hydrogenin bu yazisi olsa bile deger diycem. Bu tabi biraz Hydrogenin anlattiklariyla da celisiyor ama :) . Neyse demek istedigim sirf su yaziyi okumak bile buyuk bir keyif.
Iste bu yuzden bir dergi olsun istiyorum. benim bu scenede biseyler hakkinda ne dusundugunu merak ettigim, okurken bende yeni fikirler ve lezzetler tetikleyen, yeni seyler ogrenmemi saglayan bir suru adam var. Hatta daha bugune kadar bayagi sessiz kalip sonra bir iki satir yazinca kimbilir bizi nasil sasirtacak ve yeni seyleri farketmemizi saglayacak daha nice insan var.
Format olarak webden acilan bisey olmasinin negatif etki oldugunu dusunuyorum ben. Yeni dergi okumak ile web browse etmek farkli aktiviteler. bu aktiviteleri yaparken insan farkli modlarda oluyor. biri adi ustunde sorf yapmak. yani surekli hareket etmek bir yerde durmamak demek. Dergi okumak ise eline sicak cayini/kahveni alip evdeki en keyifli ve sicak okuma koltuguna gecip dergini kucagina alip "ben simdi onumuzdeki yarim/bir saat soyle keyifle su dergimi okuyayim" demek. Disk dergisinin download edilip okunmasi bu yuzden onu sorf edilmeyen birsey kiliyor bence ve bu olumlu. Ama tabi bu benim gorusum.
Bazi urunleri sundugunuz formatlar o urunlerin algilanisina etki ediyor. Web bir "dergi" icin ancak bir dagitim kanali olabilir bence. Ana medyum olmamali
Tekrar tekrar belirtmekte fayda goruyorum. En onemli konu periyodik olunmasi , ve kaliteli olunmasi. genelde yazilim icin gecerli olan olay. Uc degisken vardir
- Zaman
- Kalite
- Ebat
bunlardan sadece ikisini kontrol edebiliriz. Kimi yayinlar, kalite ve ebat konusunda hedef koyarlar, ve ne kadar zaman alirsa razi olurlar. Kimileri de kalite ve zaman konusunda hedef koyar (Game Over(view) gibi). Sabit zamanda belli bir kalitenin ustunde birseylerin yapilmasi sonucu ne ebatta bir urun cikarsa o ebada razi olurlar.
spaztica:
web'de yazı okunmaması fikrine kısmen katılmıyorum; web birçok bilgi kaynağını da içerir ve arama sistemleri tarafından c64 coding diye arandığında bulunmasını ve doğru gözler tarafından okunmasını sağlar. oysa .zip oalrak dağıtılan bir medya, sadece bilen -bu ön koşulu geçerli kılmak şart- kesim tarafından bilinir ve indirilerek okunur.
tabii ki oturup kahveni keyifle içerken okuyabileceğin birşey olması daha güzel, ama bu non-digital dergiler için daha geçerli. koltuğumda oturup, kahvemi yudumlarken sayfalarını karıştırdığım bir dergi daha tatmin edici oluyor. dijital ortamda çalışma iskemlene mıhlanmış durumdasın, rahatlığını fiziksel dergi objesiyle takas ediyorsun. sörf etmek... bunu duymayalı herhalde yıllar oldu. web'e sröf oalrak bakıldığı dönemi geçtik; bilgiyi aramak için kullanıyoruz artık. bir ara ne menem şeymiş şu web'de sörf etmek diye 3-5 gün boyunca sadece 'sörf' ettim. sonucunda da çok çabuk sıkıldım. bu yüzden sörf olayını biraz daha uzak tutarak web'i bir ansiklopedi gibi kullanmanın daha verimli olduğunu gördüm. hatta bazen gerçek anlamda unplug oluyor, ne yapacağımı düşünmek için vakit ayırıyorum. sörf eden belki o anda böyle bir siteyle sıcak ilişki kurmayabilir, ama en azından bu bilgiye nasıl ulaşacağı elinin altındadır artık. download edilen dosyanın tek bir kaynaktan çekebileceğini ve bu kaynağı bilme önkoşulunu düşünürsek, daha çok insana ulaşma şansı web'de her zaman daha yüksek. web'i bu anlamda bir 'dergi' olarak görmemek gerek. o belki daha bir 'gazete', ama dergiye de işaret edilmesine olanak sağlıyor. asla bir bilgi sitesini bir diskmag'le karşılaştırmamak gerekir. bi kere biri senkron bilgi derlenmesine, diğeriyse asenkron bilgi eklenmesine bağlı. dergi için insanlar senkronize olmak zorundalar, site için canı ne zaman isterse, ne zaman içerik bulunursa ekleme yapılır. haliyle bahsettiğin oturup keyifle kahveni yudumlayarak dergi okumaktan ziyade daha kısa süreli, tekil yazıların eklenmesi durumu oluşuyor. bu yüzden ikisini ayrı gözle bakmakta fayda var.
zaman/kalite/ebat formülün de daha önce ingilizce bir sitede okuduğum zaman/kalite/fiyat formülünün aynısı; buna göre bir müşterinin bu 3 ögeden sadece ikisini seçme hakkı olmalıdır. ama bu konuya da uydu(ruldu), orası ayrı.
skate:
zaman/kalite/ebat, zaman/kalite/fiyat v.s. birçok varyasyona sahip olarak iş dünyasında kullanılır. ben de aynı formülü Amerika'lı bir call center yöneticisi abladan dinlemiştim. O ise çalışan sayısı/hizmet kalitesi/maliyet üçlemesi şeklinde anlatmıştı. kısacası uydurulması gereken birşey değil bu, zaten çeşitli varyasyonları var.
Navigasyon
[0] Mesajlar
[#] Sonraki Sayfa
[*] Önceki Sayfa
Tam sürüme git