the scene > music
c64 orchestra supremacy performance
the_prodigy:
--- Alıntı yapılan: nightlord;19833 ---Insanlar genis bir yelpazeden muzik dinliyorlar. Klasik muzik de elbette dinleyen ve hatta kompoze edenlerimiz var. Klasik muzik bence tek bir tarz da degil. barok ile romantik arasinda veya romantik ile 20.yy arasinda cok cok buyuk farklar oldugunu dusunuyorum. Bu yuzden mesela senin bazi klasik muzik beklentilerinin her klasik muzik akimina uymadigini dusunuyorum. Ayrica sahsen ben bir muzigi dinlerken sonraki 8 olcuyu tahmin edebiliyorsam o benim acimdan hayli negatif bir durumdur. Parca bazi cok klasik paternlere uyuyor demektir. Poplasmis veya arabesklesmis demektir benim icin. Bir parcanin bir hikayeye benzedigini dusunursek, boyle parcalar sonunu bildigin bir hikayeyi okumaya benzer.
--- Alıntı sonu ---
her hikayenin sonu aynidir! :) beni sasirtan eser bir 3'u gecmez onemli olan anlatimidir. ferhat ile sirin,yasiyan oluler,insanlari mutluluk hissi vermek icin yapilan sabit sonlu hikayeler. vs(muzik disinda bir anlatim yapip anlasilmaya calisiyorum kusura bakma benim konusmam boyle)
yani ilk defa dinledigin parcayi tahmin edebiliyorsan bundan rahatsiz olmalisin. bazi klasik parcalar gibi inisli cikisli tam bir kaos varsa melodilerde(yaptim kendimden biliyorum farkli bir muzik yapicam diye) hayal gucunde imgeleme yaparken sacma goruntuler goruyorsan veya sadece isin matematik kismiyla muzik yapiyorsan komple butun parca daha once dinlenilmis gibi hic bir sefk uyandirmaz iste bunun ortasini bulmak zor.
benim muzik bilgim terim bilgilerim hic iyi degildir ama her muzik benim icin baslangicta biraz gercekle tohumlanan daha sonralari bilinc altini serbest biraktirarak cikan malzemeler ve hayalle izlenen bir film gibidir. buda cdciye gidip korku ve drama varmi diye istekte bulunmaktir tarz konusunda.
karsilik verip yeni terimler bana ogrettigin icin tesekkurler.
Hydrogen:
Prodigy: "konu muzikken aklima bir konu daha geldi simdi gelicek partiye jazz,reggea,drum bass junkle, tarzinda bir calismayla biri katildi. parti genelindeki scenerler sid,chip tonlarindan hoslanmaktalar ee tabi kanatimce bu tarz bir parcayla katilan sahisin birinci olma ihtimali daha coktur.
ama diger tarzlardada basarili olan arkadasimiz bu puanlamadan dolayi hirs kaybina ugrar daha iyi bir muzikkalitesi oldugu halde."
Oncelikle, sid muzik icin konusuyorum. Rock ve klasik muzik, kesinlikle sid muzik scene'inde agirligi olan turler degil (Ornegi cok var, ancak diger turlerla arasindaki orana bakildiginda)
Scene'de genellikle donemin basarili muzisyenlerin yaptiklari ture bir ilgi sozkonusudur desek yanlis olmaz. Mesela, Laxity ve Drax daha cok Jazz ve funk tarzi eserler yapiyorlar ve cok basarililar diyelim. O takdirde, scene dinleyicisinin kulak asinaligi bunlara oluyor. Bu tarz muzik yapan yeni muzisyenler ortaya cikiyor. Sonra bir kac muzisyen cikiyor basarili bir tekno yapiyor. Ardindan 5-10 tekno muzisyeni cikiyor. Bunlarin hepsine "yeah" diyen bir cok scener mevcut. + sid muziklerinde bir takim sinirlamalar da mevcut oldugundan, mesela klasik orkestrasyonlarin populerlesmesi oldukca zor. Aksak jazz ritmleri ise, tek kanal icerisine bir cok kompozisyonu yazmayi kolaylastirdigindan, daima populerligini koruyacak.
Buradan gelecegim nokta, eger basarili bir muzisyen soz konusu ise, muzisyenin yaptigi tarz her ne olursa olsun , ilk muziginde olmasa bile ileride yaptigi bir kac basarili calisma ile birlikte benimsenecek ve compolarda daha iyi dereceler alabilecek duruma gelebilecektir. Tabii eger daha ilk muzikten kaliteyi kopartmis ise, akimi hemen o calisma sonunda da baslatabilir:)
Prodigy: "bu yuzden sizleri klasik,rock,bilgisayar tarzi disinda tarzlarada ilgi duyamanizi ve bir dinliyici olarak gelistirmenizi oneriyorum."
Oneri icin tesekkurler ancak zaten muzikle ciddi olarak ilgilenen pek cok kisinin bir cok tarzi dinlediginden eminim. Kurdugun bu cumle bazi kisilerin kendisini "sadece klasik, rock ve bilgisayar tarzi muzikler dinleyen kotu bir dinleyici" olarak nitelenmis hissetmesine yol acabilir:)
Soyle demek, "Butun muzik tarzlarinin guzel orneklerini kesfetmenin ve kendimizi dinleyici olarak gelistirmenin cok onemli oldugunu dusunuyorum" hem daha yapici hem de benzer yonu isaret eden bir cumle olurdu.
the_prodigy:
--- Alıntı yapılan: Hydrogen;19835 ---
Soyle demek, "Butun muzik tarzlarinin guzel orneklerini kesfetmenin ve kendimizi dinleyici olarak gelistirmenin cok onemli oldugunu dusunuyorum" hem daha yapici hem de benzer yonu isaret eden bir cumle olurdu.
--- Alıntı sonu ---
evet haklisin duzeltigin icin sagol.
cenem dustu sen usteki yaziyi post etmisken bende bunu yazdim.
konu muzikken kendi goruslerimi sizle paylasiyim sizde dogrumu yanlismi karar verin.
soyle bir soru soruyum kaciniz cocukken pazar gunleri yanilmiyorsam trt4 veya trt2 ikide klasik muzik kayitlarini izlerdi?( ve bu eylem bir turlu kazandaki suyu dogru ayarlayamayip pazar banyosuyla haslanmakla son bulurdu;)) o gunlerdeki aile ortamina donus yasamissinizdir o sesleri duyunca.
veya kaciniz filmlerde kullanilan uflemeli ve yayli calgilarin her yukselesinde zihninize kazinmis olan goruntulerin size salgilattigi adrenalin duygusunu yasayip dinelediginiz parcanin hosunuza gitme sebebini.
scene ortaminin sid tonlarinin sizi gecmise yolculuk yaptirip sizin cocuklugunuzdaki nese ve korelmemis sevgi kaynaginin yardimiyla su zamanada oldukca saglam isler cikarmaniza ne kadar yardimci oldugunun farkindasinizdir herhalde amiga ve c64 tayfasinin sizi hic buyutmediginin farkindasinizdir herhalde(bu paragragi umarim yanlis yorumlamazsininiz)
veya cocukken yilbasi (yeni yil) sabahlari yayinlanan filmlerdeki crismis muziklerindeki kullanilan o ses tonunu yakalayip alakasiz bir melodiyle yeni yil parcasi olarak yapmam ve bunun dogru intiba uyandirmasi
aslinda bu gorusum Stanley Kubrick'in otomatik portakal (muzisyenlere tavsiye ederim yalniz bazi arkadaslarim filimi izleyememistir rahatsiz olmustur filmdeki denege yapilan islem film boyunca izliyeciyede yapilmaktadir. [dehaca bir fikir film yorumlarinda bundan bahis etmezler] ) filminindeki muzik ile ilgili kismindan izlenip dusunnup sorguladigim sartlanmanin hayatimizi nasil bir kismini kontrol etmesidir!(sartlanma diyince skatein bizi misafir ettigi an aklima geldi masada ben yuksek bir sesle "sartlanma"demistim muhabbete son noktayi koymak ister gibi icimden bir canavar cikmistir o an)
aslinda ornekler cok illa bunu meddaya baglamak gerekmiyor. ama ben artik dinledigim ve yaptigim denemelerde kullanilan ensturumanlara pek fazla onem vermiyorum. (muzigin sana anlattigi onemli benim icin) hepsinin altinda sartlanma var ve cogunluk muzikleri bu sekilde dinliyor farkinda olmadan cocukluklarindan beslenerek
gitarin cesitleri zaman makinesindeki baska bir tarih, zurna ve davul baska topraklar ve farkli bir zaman, vs..
sartlanma konusunu ozetliye bildigimi saniyorum.
aslinda bu gorusmu bir sene once dusunup sorgulamayi biraktim(aslinda boyle bir yazimi yazsam plazma icin)
hem muzikte hemde yasantimizdaki sartlanmalarin farkina vardigimizda bunlari kavrayip azda olsa uzerimizdeki etkisini azaltigimizda sartlanmalar bize bi kontrol etmiyicek, edemiyicek, inannin kendinizi daha OZGUR ve serbest hissedicek kontrolsuz olucaksiniz. muzikle gecmise takilmadan daha farkli yerlere gidiceksiniz.
kisisel ve guzel bir paylasimim oldugu kanatimdeyim.(varsa nerde yanilmisim)
isik ve sevgi ve muzikle kalin.
drey:
--- Alıntı yapılan: the_prodigy;19836 ---hem muzikte hemde yasantimizdaki sartlanmalarin farkina vardigimizda bunlari kavrayip azda olsa uzerimizdeki etkisini azaltigimizda sartlanmalar bize bi kontrol etmiyicek, edemiyicek, inannin kendinizi daha OZGUR ve serbest hissedicek kontrolsuz olucaksiniz. muzikle gecmise takilmadan daha farkli yerlere gidiceksiniz.
--- Alıntı sonu ---
Söylediklerine katılıyorum Prodigy. müzikte gerçekten bir çok kural kaide, şartlanma hatta önyargı var. Her müzik türünün, her enstrümanın üstüne yapışmış duygular, ifadeler vs var.
Ama bunun da iki yönlü bir durum olduğunu düşünüyorum:
Müziğin hem teorik olarak hem de psikolojik etkileri açısından ayakta kalmasını sağlayan kurallar var ve bu kurallar yetişme evresindeki müzisyenler için sağlam birer temel sağlıyor. Kendi ayakları üzerinde durabileceği (ve daha ileri gitmek için kendi kendine hareket edebileceği) bir noktaya gelebilmesi için nereden başlaması gerektiğini ve nerelerden geçmesi gerektiğini bilebilmesi (bulabilmesi) lazım. Eğer ortada bir takım klişeler kurallar vs olmasaydı bu çok zor olurdu. Kaldı ki zaten bütün bu kuralları hiçe sayarak elde edebileceği şeyi daha zor şartlarda elde eden yani tekerleği baştan icad eden bir çok pehlivan var. En kötüsü de bunlar bunu bilmezler bilseler de kabul etmezler.
Bu konuda örnek vermeme gerek yok herhangi bir amatör (hatta bazen profesyonel) müzik platformunda bolca raslayabilirisiniz.
Gelelim ikinci tarafına, konservatuarlı çok insan tanıdım, bizzat beraber çaldığım insanlar oldu, içlerinden çoğunun özgün beste çalışmalarına çok ağırlık verdiği için ya da en azından Für Elise' i "çalmak" yerine "yorumlamayı" tercih ettiği için çok hor görüldüğünü duydum ve gördüm. Yani kalıplarına sığmayı reddettikleri için. Bu açıdan da kendimi çok şanslı biri olarak görüyorum çünkü dünyanın en modern eğitim sistemine ve en açık görüşlü hocalarına sahip bir müzik okulunda okuma şansım oldu. Hatta bir keresinde hazırlamam gereken bir proje ile ilgili hocama hangi enstrümanları ve tarzı kullanmamı istediğini sormuştum. Yüzündeki sırıtışla beraber "Go insane!" deyişini hiç unutmam :)
Peki müziğin bu iki yüzünü birleştiren nedir?
"Kuralları yıkabilmek için kuralları bilmek gerekir" sözü bence çok güzel özetliyor işin gerçeğini. Varolan birikimi reddetmek çok büyük bir ayıp ve de kayıp olur, çünkü sadece bunun üstüne çıkılan katın sağlam olacağına inanıyorum. Öte yandan bir Mozart, Beethoven, Paganini, Jimi Hendrix, Steve Vai, Hans Zimmer vb gibi dvuarları yıkan insanlar olmasaydı, müziğin hem teknik hem teorik hem de teknolojik alanında yerimizde sayıyor olurduk.
şartlanma ve ön yargıları gerçekten bir kenara bırakmak lazım ki yeniliklere ve özgünlüklere yer açılsın, ama onları doğuran etkenleri de sindirdikten sonra.
Son olarak enstrümanlar ile ilgili de birşey söylemek istiyorum. Ben müziği her zaman resim çizmek olarak, enstrümanları da boya kalemleri yani renkler olarak gördüm ve görüyorum. Bu yüzden eğer yeterince renklere hakim ve orjinal fikirlere sahip bir müzisyen ise besteci bence her renkle herşeyi anlatabilir. Ama kahverengiyle gökyüzünü ya da kırmızıyla soğuğu anlatmaya niyeti varsa o zaman da işini baya iyi biliyor olması lazım.
..Ve çenesi düşen Drey yazının sonuna kadar fenalık geçirmeden gelebilenlere teşekkür ederek köşesine çekilir, susup dinlemeye devam eder :D
Hydrogen:
"Son olarak enstrümanlar ile ilgili de birşey söylemek istiyorum. Ben müziği her zaman resim çizmek olarak, enstrümanları da boya kalemleri yani renkler olarak gördüm ve görüyorum. Bu yüzden eğer yeterince renklere hakim ve orjinal fikirlere sahip bir müzisyen ise besteci bence her renkle herşeyi anlatabilir. Ama kahverengiyle gökyüzünü ya da kırmızıyla soğuğu anlatmaya niyeti varsa o zaman da işini baya iyi biliyor olması lazım.
..Ve çenesi düşen Drey yazının sonuna kadar fenalık geçirmeden gelebilenlere teşekkür ederek köşesine çekilir, susup dinlemeye devam eder :D "
Ya ben resmi her zaman muzik yapmak ve kullandigim renkleri de hep birer enstruman olarak gordum ve goruyorum:) Bu yuzden eger yeterince enstrumanlara hakim ise bir ressam bence her enstrumanla her seyi anlatabilir. Ama sadece darbuka ile gokyuzunu ya da mizika ile sogugu anlatmaya niyeti varsa, o zaman da isini, baya iyi biliyor olmasi lazim.
Ah bu espriden sonra fenalik gecirebilir iste herkes:)
Navigasyon
[0] Mesajlar
[#] Sonraki Sayfa
[*] Önceki Sayfa
Tam sürüme git