yil 91-92 felan. mahallede herkesin 64'u var. kaykay modasından sonra başlamıştı bu moda. abim datura ile birlikte gunde bin'er lira bi kenara koyup azimle 64 almak icin para biriktiriyorduk. o zaman 64'un fiyatı 300 bin lira. yani 2-3 sene surecek en az parayı biriktirmemiz ama azimliyiz. tabii aylar gectikce aletin fiyatı da artıyor.. bi gun annem dedeme "bizim cocuklar da boyle boş işlerle uğraşıyor.." felan gibi bahsediyor.. bi gun arkadasim serhan koşarak bizim eve geliyor, "şemo annen biz de, sizin dolapta bilgisayar varmış!!" diyor! dedem bize bir 64 alıp göndermiş.
2. haftada biz basic oyunlar felan yapmaya başlıyor, tüm mahalle "oyun yapılıyo mu ki bu makine de?" diyor..
commodere dergisinin ekindeki "64 animator" isimli, basic'e 3d obje cizdirme komutları felan ekleyen manyak bir programı döküm ekinden yazıyoruz abimle, o okuyor ben yazıyorum ben okuyorum o yazıyor, saatlerce.. bilirsiniz mde'de son satırı yazınca dosya ismi felan sorar kaydeder kodu. son satırı yazıyoruz ama öyle duruyor alet hiç birşey olmuyor.. 1 hafta sonra tekrar deniyoruz yine aynı şey oluyor.. sonradan ogrendik ki baskıda son satır cıkmamıs..
bir kaç ay sonra datura future composer ile muzik yapıyor, charset, fli gfx felan ciziyor ben multi ice 3'ün monitorü ile hafızaya assembly kodlar yazıyorum. phobia grubunun ilk introlarını yapıyoruz. kimsenin haberi yok bu arada bizim gruptan. ben ve abim sadece. o zamanlar ben virus, abim emperor idi..
sürekli commodore dergisine gidip master'ı felan goruyorum, aşmış şeyler gösteriyor bana. demo felan çekiyorum oradan. saatlerce kod yazıyorum aralıksız 8-9 saat.
annem cok fazla bilgisayar başında kalıyoruz diye kızıyor bize, dolaba kaldırıyoruz bilgisayarı. annem banyoya giriyor biz apar topar bilgisayarı kurup 4-5 dk kullanıp annem banyodan cıkmadan kaldırıp dolaba koyuyoruz
derken dergi kapanıyor, amiga dergisi cıkmaya baslıyor sadece. bir sure tek başımıza uğraşıyoruz ama kimse yok etrafda (aslında herkes duruyor ama bizim kimseden haberimiz yok) clique, bronx felan hayalimizdeki gruplar.
64'u satıp amiga alıyoruz, ben yine saatlerce kod yazıyorum, datura protracker ile muzik yapıyor.
sonra amiga da yavas yavas yok oluyor. megamiga, amigamag felan bir kaç "fotokopi"
dergi çıkıyor (çok kızarlardı boyle deyince!) bi bakıyorım vigo'nun da orada blitter ile ilgili bi yazısı cıkıyor, bunca yıllık hayatımda ilk kez birine mektup yazıyorum. bu okuduklarınızı taa o zaman vigo'ya da yazıyorum
aradan zaman geciyor cevap yok. sene 96-97 felan universitedeyim. pat diye bi mektup geliyor uzerinde "vigo" yazıyor, grafiti style.
mektubu okumus ama kaybetmis vigo, aylar sonra bulup cevap yazmış. buluşup konuşuyoruz.
hydrogenle de aynı fakültedeyiz bu arada, tanımıyoruz tabii birbirimizi. bi gun basketbol oynarken tanışıyoruz. saatlerce 64 muhabbeti yapıyoruz, o bize geliyor biz onlara gidiyoruz (bu dediklerim aynı günde oluyor bu arada) sonra biz 64'u sattigimiz cocugu bulup geri alıyoruz ondan herseyi. disketler bile duruyo. cocuk dosya nasıl silinecegini bilmedigi icin hicbir seyi silememis, ne verdiysek yıllarca onunla idare etmis.
hydrogen ile birlikte tekrar vigolara gidiyoruz. vigo'yu da phobia grubuna alip tekrar aktif olmak istiyoruz (hatta vigolara gitmeden bi gece once yeni bir phobia introsu yapıyoruz, stuff olsun gaz olalım diye). vigo "olm siz bronx'a katılın bronx'u tekrar aktif yapalım" diyor. böylece yıllar sonra bronx'a girmek nasip oluyor.
scene'e girişimiz böyle oluyor işte.. daha devami var tabii ama yoruldum simdi..