herkese selam
Uzun suredir soyle detayli bir sekilde plazmayi review etmek iztiyordum. sonunda bunu yapabildim.
not: pc world'u bulup aldim sonunda ben de dun
retro masterin yazisini okumaktan aldigim mutluluk, yazinin sonundaki "onumuzdeki ay sunlari bunlari anlaticam" seklindeki ifadeyi gorunce katlandi...
PLAZMA REVIEW
Guncel tartismalar:
Tartisilan konular sunlar gorebildigim kadariyla:
1- derginin periyodu.
2- formati (text vs. html vs. diskmag)
periyodla ilgili benim fikrim soyle: bence 3 ay cok uzun. iki ay veya 1 ay olursa etkisinin daha devamli ve kumulatif olacagini dusunuyorum. evet ayda bir cikarmak gercekten zor ama imkansiz degil. bence daha onemli olani bir periyod belirlendikten sonra derginin asla gec kalmamasi. mesela her ayin 5 ine kadar cikmasi vs.
format ile ilgili karisik duygular icindeyim.
ben ilk toplantida pdf onermistim. ben de txt dosyasinin pek fazla okunmayacagini dusunenlerdenim.bildigimiz print edilip elde tutulan bir derginin en cok kisiye ulasacagini dusunmustum. fakat bu dusunce benden baska kimsenin hosuna gitmedi
html formati ile ilgili sikintim da su. direk web sayfasindan bir farki kalmiyor. ozellikle evrensel olmasi ve formatlamada sagladigi kolayliklari biliyor ve degerli buluyorum. bugune kadar calistigim sirketlerde cogu zaman internal dokumantasyon ve raporlarin html formatinda olmasini falan savunmusumdur hatta. fakat periyodik bi yayin deyince benim aklima print dergiler diskmagler vs geliyor. yani periyodu gelince heyecanla dukkandan gidip aldigin veya internetten indirip okudugun bisey. o deneyim bi sekilde web browserla bi siteye baglanip sayfalari dolasma deneyiminden farkli olmaliymis gibi geliyor bana. biraz fazla oldskool dusunuyor olabilirim. ama text okumayi bile html'ye tercih ederim sanirim. yani internal data file formati olarak html kullanilabilir tabii ki. ama reader bir web browser olmamali. okuyan kisi yandaki tabda google, bir digerinde gittigidiyor.com falan acamamali. derdimi tam ifade edebildim mi bilmiyorum...
eger outfit ve datafile yapisi bir kere iyi dizayn edilip oturtulursa ve buna ilaveten derginin yazarlari yazilarinda imla ve dilbilgisi kurallarina uyup editorleri spellcheck makinasi olarak gormezlerse, her yeni sayinin cikmasi esnasinda yasanan overhead azalacak ve vigonun en basta txt formatini onermesine sebep olan derginin "linking" olayinin fazla efor yemesi problemi bir nebze cozulecektir. bunun icin daha once skate'in dedigi gibi yazarlarin yazdiklarinin nasil gorunecegini bilmesini saglayacak bir preview modu vs olmali bence
bu reader konusunda anes'in %100 kusursuz ve tikir tikir calisan biseyi tasarlayip vaktinde tamamlayacagina dair en ufak bir suphem bile yok. suphesi olan kimse oldugunu da zannetmiyorum. (anes bu sana baski kurmak falan gibi olmasin bu arada
benim hakkaten suphem yok yani onu soyliyim dedim)
-----------------------
simdi baska bi konuya gecmek istiyorum... dergideki yazilar. herkes derginin outfiti ile ilgili tartisti. kimse derginin asil malzemesi olan yazilara dair yorum yapmadi. bence yazarlarin da feedback'e ihtiyaci var.
ben birkac yaziyla ilgili dusuncelerimi siralayayim.
- oncelikle dergideki yazilarin uzunluklari birbirinden cok farkli. yani bazi yazilar sayfalarca surerken bazilari bir sayfa. yani kimi yazilar kimi yazilarin 20 kati buyuklukte falan... bu aslinda buyuk bi sorun degil belki de. fakat bir diskmagde derginin ne kadarini okudum ne kadari kaldi gibi bir hissi vermesi acisindan yazilarin yakin buyukluklerde olmasi avantajli. ve hicbir yazinin asmamasi gereken bir maksimum buyukluk belirlemekte fayda var. bu basili bir dergi olsaydi, okuyucu her an elinde tuttugu derginin buyuklugunu goruyor olurdu. elektronik bir dergide ancak 15 yazidan 6sini okudum diyebilir. neyse bu kadar geveledigime bakmayin bu cok da onemli degil.
- editor'den kosesine bayildim. yazi cok guzel ve eglenceliydi. fakat cok kisaydi. boyle bir derginin ilk yazisi bence bundan yaklasik 3 kat daha uzun olmaliydi. belki dergiyle ilgili toplantilar, linking surecindeki problemler ve kosusturmaca daha kisisel bir perspektiften hikayelendirilebilirdi. herhalde bundan sonraki sayilarda daha cok yazacak sey olacaktir
- haberler... bence derginin en zayif noktasiydi. cok cok cok cok az ve bastan savma bir haldeydi. zaten bir sayfa olan haberlerin yarisi mad'in niye gec kaldiginin maddelenmesi seklindeydi ve bu cok cok cok kotuydu. sanirim bunun en temel sebebi haberler kosesini kimsenin ustlenmemis olmasi. bununla ilgili bir cozum onerisi getirmek istiyorum. haberler c64, amiga, pc ve genel diye dort basliga ayrilabilir. bu basliklarin herbirinden sorumlu bir yazar olur ve o yazar bu basliktaki haberleri toplar. editorler en son olarak bu haberleri tek bir chapterda birlestirir. ben c64 haberlerini toplamaya bu vesileyle talip olayim.
- haberlerdeki uslup buradaki gibi sakaci olabilir. fakat bazi temel habercilik standartlarini saglamaya dikkat etmeliyiz. her haber mutlaka 5n1k hikayesini cevaplamaya calismali. bulvar gazetesinin haberleri gibi "amerikali arastirmacilar patlicanin cinsel performansi guclendirdigini buldu..." falan gibi olmamali yani.
- haberler internet sitelerinden copy paste olmamali. mumkunse haberlerin kaynagindaki kisilere ulasip ekstra bilgi elde edilmeli.
- gordugunuz gibi haberler konusuna ben cok onem veriyorum
- incelemeler bolumu derginin en guclu bolgelerinden biri bence. gerek anesthetic'in yazisi gerek skate'in yazisi bir demo-review yazisindan benim beklediklerimi fazlasiyla karsiliyor. buna ilaveten her iki yazida da review edilen demolarin download edilebilecekleri linkleri goremedim. bu linkleri koymak yarin obur gun bu dergiyi bir basili derginin cdsinde falan dagittirabilirsek onemli olacaktir bence. boylece scener olmayan ve dergiyi goren insanlar anlatilan demolari izleyebilir.
- tutorial yazilari da genel olarak faydali ve basarili yazilar. hepsini begenerek okumama karsin dikkatimi ceken bikac negatif noktayi dile getireyim...
- sensei'nin yazisindaki uslup bence okunmayi zorlastiriyor. daha once sensei ile masada oturup onun teknik bi konuyu anlatisini tecrube etmis biri olarak rahatlikla soyleyebilirim ki, sensei bildigi konuyu aslinda cok iyi anlatabilen bi adam. yazida da konusur tarzda bir uslup secmis fakat bu, yazinin akis hizinin bir hizlanip bir yavaslamasina sebep olumus. sanki yazi en bastan nasil sunulacagi planlanmadan biraz spontan bir sekilde yazilmis ve laf lafi acmis gibi. bu yazinin ustunde bu kadar durmamin sebebi, yazinin iceriginin aslinda cok cok cok degerli olmasi. yani icinde computer science'dan dijital elektronige hacker tricklerinden formal OO dizayna kadar bir suru konuda cok degerli ve cok az insanin bildigi bilgiler var. bu yuzden okuyucularin icinde kaybolmayacagi bi sekilde belki daha yavas ilerleyerek sunulmasi bence daha iyi olabilir.
- SDL mixer dokumani cok guzel yazilmis. ragnorun ellerine saglik.
- hydrogen ve sprittusun grafik tutorialleri tek kelimeyle mukemmel. ikisini de zevkle okudum. hydrogeninki biraz fazla uzun. bence rahatlikla 2'ye bolunebilir ve yarisi ikinci sayiya konabilirdi. fakat ozellikle tekniklerden bahsederken cesitli grafikerlerin calismalarini referans olarak gosterme olayi harikaydi.
-gorusler kosesindeki yazilari ilgiyle bekliyordum. kendiminki disinda 3 ilginc yazi buldum.
- vigonun durum degerlendirmesi seklindeki yazisi cok akici ve kolay okunan bir yaziydi. bir solukta okudum.
- bakkadanin uzun paragraflari beni biraz yorduysa da ilginc ve kisisel bir yazidi. hosuma gitti.
- scene 2015'i 4. denememde okuyabildim. yaziyi bitirdigimde konu hakkaten mantikli bir sekilde baglandi ve iyi bir etki birakti. fakat yazinin ilk %70'lik bolumunde (bilincli olarak) varolan kaotik akis beni gercekten yordu. umarim okuyucularin cogu yaziyi yarim birakmamistir.
- party raporlari... harikaydilar... ozellikle iki yeni scener'in parti deneyimlerini bir solukta okudum. gerek peandoas gerek ragnor, akici ve samimi yazim tarzlari ile bence cok iyi birer yazar olduklarini gostermisler. bu ikiliden onumuzdeki sayilarda yeni yazilar okumayi dilerim. iyi yazilmis yazi nasil olur diye soruldugunda bence ornek gosterilebilecek iki yazi.
- scene disi... ben oldum olasi bir disgmag'de scene disi yazilardan hoslanmadim. en eski c64 dergilerinde formula-1 den tutunda rock konserlerine kadar konularla ilgili yazilar olurdu. bunlar benim nazarimda "space filler" yazilardi. cunku o zamanlar bi sekilde c64 dergilerinde "bizim dergi 1000 block yok sizinki 1500 block" diye bir yazi-miktari savasina tutusulmustu. c64 scene'i en yasli ve olgun scene olarak bugun hicbir saygi duyulan elite magde scene disi yazilari barindirmaz. 15 yillik 1000lerce diskmagden sonra varilan bu noktanin bana gore bir sebebi var.
- bununla birlikte scene disi bolumunde erik'in yek-paragraf yazisinda yer yer yuzume gulumseme getiren yerler olmadi degil. erik de kesinlikle iyi bir yazar. bunun dikkatimi cektigini soylemeliyim. paragraf konusunu daha once konustuk. sanirim formatlama imkani olan bir mediumda erik'in yazilari daha da lezzetli olacak.
- son olarak dergideki yazilarin geneline baktigim zaman biraz tutarsizlik oldugunu goruyorum. cok cesitli yazarlar cok cesitli usluplar kullanmis. bu derginin akisini surekli kontrastlar icinde birakiyor bence. dergideki editorluk sureciinin daha sikilastirilmasinin bunu cozecegini dusunuyorum. editorler gelen yazilari gozden gecirip uslup, anlatim sekil kullanimi gibi konularda bir standartlasma, bir kalite kontrol mekanizmasi yaratmalilar bence. bazen yazilar editorle yazar arasinda bir kac kere gidip gelmeli.
SONUC
Plazma dergisinin ilk sayisi cok tartisildi. gerek gecikmesi gerekse outfitin beklenenden cok zayif ve problemli olmasi yuzunden hakli sebeplere dayanan fakat yer yer uslubu fazla sertlesen elestiriler aldi.
benim kisisel gorusum, derginin bu haliyle bile tr-scene icin iyi bi adim oldugudur. sonucta forumlarda duzensiz ve alakasiz konularda kalitesi dusuk textler ureten bir grup insanin potansiyellerini cok daha organize ve erisilebilir bi sekilde kanalize edebilmis ve paketleyebilmis durumda. yani bir forumda yazdiklarimiza bakin bir de plazma#1'e. hangisi daha okunabilir ve degerli text iceriyor?
fakat bu alinacak dersler yok demek degil. bence mad programmer butun iyi niyetine karsin bu projede yetersiz kalmistir. bunu bu kadar acik sekilde soylememin sebebi, mad'in bu durumdan ders almasi ve sonraki projelerini deadline gunu bitecek sekilde degil, bir marjin birakarak planlamasi gerektigini ogrenmesini istemem. insanlar her zaman hasta olabilir. hard diskler patlayabilir. datalar kaybolabilir. bu risklerin yonetilmesi gerekiyor. mad'in bu tecrubeyi bu yasinda yasamasi da bence harika oldu bu arada. bu kazanci elde etme firsatini da yine kendisi bu projeyi ustlenecek cesarete ve atilganliga sahip olmasina borclu. bu yuzden cok dogru yolda oldugunu dusunuyorum. yeterki elestirilerden dogru mesaji alip ogrenerek ilerlesin.
ben tarih boyu yapilan butun islerin ancak bir "sahipleri" oldugunda basariya ulasacagina inanirim. bir isin sahibi olan adam o isi yaparken baskalarindan yardim alabilir. kaynaklari ve riskleri yonetir. is bittiginde de krediyi dagitir. bir isin birden fazla sahibi olabilir. iki uc yerine gore belki 4-5.. ama 20 degil.
bir derginin sahibi bana gore editorlerdir. cunku en agir is ve sorumluluk onlarin omuzlarindadir. buna paralel olarak de en cok insiyatif onlarin elinde olmalidir. yazarlar, coder, muzisyen hep editorlere birer hizmet saglar. bu perspektiften bakildiginda derginin sahibi bana gore spritus ve sensei'dir. fakat sensei'nin ortalikta olmamasi, yapilan yorumlara tepki vermemesi beni dusunduruyor
"bu dergi hepimizin dergisi olsun " derken buna dikkat etmeli bence. evet hepimiz bu dergiye katki saglayalim ama derginin su an bana gozuken bir tek sahibi var. o da spritus. spritus diger herkesten kod, muzik grafik ve yazi yardimi isteyebilir. fakat sonra da cikan urunun kalitesinden baslica sorumlu o olmalidir. ornegin bu sayida haberler kosesinin boyle bos kalmasi o chapteri kimsenin "sahiplenmemesi" sonucu bence. cunku dergi hepimizindi. herkes bi baskasinin haberleri halledecegini dusundu.
en sonunda ortaya cikan dergiyi insanlar begenir veya begenmez. hakli veya haksiz elestirir veya elestirmez. bunlar hayatin parcasi. derginin halini begenmeyen yazarlar ayrilip kendi dergilerini de kurabilir. bunda da yanlis olan bisey yok bence. spritus nasil dergi yapacagim diye ortaya ciktiysa, mad nasil ben de kodlarim diye atladiysa, herkes bunu yapabilir. kimse kimseye, ben scene komitesi olarak derginin yapimini senden aliyorum baskasina veriyorum da diyemez... plazma da ayni sekilde ben tr scene'deki official sozcu dergiyim benden baska dergi olamaz diyemez. velhasil cesaretini toplayan organize olan ve gerekli adimlari atan herkes kendi "sahibi" oldugu dergiyi yaratir ve yasatir. ne bir outfit ne de yapilan elestiri onu fiyaskoya ceviremez.