Fizik 102'yi bu kaçıncı alışım oldu? 4 oldu sanırım. Ahh geçen sınavda da midem ağrıyordu, o günde feci bir ağrıyla sınava gitmiştim. Zaten sınava da çalışamamıştım, sıçış kesindi zaten. Herhalde psikolojikti bu ağrıda. Çalışamamamış olmanın bir avantajı olarak sınavdan erken çıktım. Hemen ilk vasıtaya atlayıp Aşti'nin yolunu tuttum. Biletim saat4'deydi ama planladığımdan erken çıktığım için 2.40'ta Aşti'deydim. ışlerim iyiye gitmeye devam ediyordu ve saat 3 otobüsünde yer bulup biletimi değiştirdim.
Uzun zamandır yolculuk yapamamış olduğum içinde biraz mutluydum ama planım otobüse biner binmez uyumaktı. Malum partide uykuya pek vakit bulamayacaktım ama koltuk arkalarına yerleştirilmiş olan tv cihazları bütün planlarımı bozdu. Bu yeni icadın etkisine kapılıp yol boyunca abuk subuk türk filmleri izledim (çılgın dersane vs.) ve hiç uyuyamadım tabi ki. Ama asıl hayal kırıklığım Cartoon Network'te şöyle eğlenceli bir çizgi film bulamayışım oldu. Neyse ıstanbul'a vardıktan sonra otobüs firmasının servisi ile boğaziçi kampüsüne gittim (o otobüs firmasını tercih etmemin asıl sebebi de buydu zaten, yoksa hızlı tren ile aktarmalı bir kombinasyonda deneyebilirdim ama o zaman boğaziçine ulaşımı kendi imkanlarımla sağlamam gerekecekti
.
Kampüste mekanın giriş kapısı değiştirildiği için mekana girmem biraz zaman alsa da kısa sürede kendimi etkinlik alanında buldum. Klasik bir demo partiydi ama birşeyler farklıydı, evet ne olduğunu çok iyi biliyordum. ıçerisi akşam 9-10 saatleri olmasına rağmen tıklım tıklım doluydu. Zaten yeni gelmiş olmanın yorgunluğu üzerimdeyken birde bunun şaşkınlığı bindi. Zor zarda olsa boş bir masa bulup eşyalarımı yığdım ve teker teker dostlarla selamlaşmak için parti mekanını turlamaya başladım.
Selamlaşmalar bittikten sonra partide kaçırmamış olduğum bütün etkinliklere katılmaya çalıştım. Oyun yarışmasına katılmak için gecikmiştim ama katılanlardan biri gelmeyince yerine geçip sağlam bir hezimete uğradım. Yok abi seneye joystick ile çalışıp gelicem. Ayrıca yetkililere sesleniyorum seneye Sensible Soccer istiyoruz. Swos96/97 (PC, Amiga fark etmez ama retro yarışma konsepti yüzünden Amiga olacaktır herhalde) olsun lütfen, en iyisidir. Oyun yarışmalarından sonra sıra bilgi yarışmasındaydı ve demopartylerdeki bu favori etkinliğimi de kaçırmadım tabi ki. Ahahahah, herhalde bütün partinin en komik, en eğlenceli etkinliğiydi. Bizim ekip Ankara tayfası olarak Tesla, ben ve Scg'den oluşuyordu. Açık ara en zayıf ekiptik ve aldığımız sonuç kaçınılmazdı ama kim takar sonucu, süper eğlenceliydi, Vigo'nun itirazları diğerlerinin karşı çıkışları, uydurulan efektler, bizim çaktırmadan kakaladığımız Art of State gibi zırvalar
ahahahah, süperdi. Seneye Scener ismi çalışıp gelicem
.
Gece Tesla ile bir ortak gp2x demosu kasmaya karar verdik, daha doğrusu Tesla'nın partları hazırdı benimde 1-2 part hazırlamam gerekiyordu. Ne yapayım vs. derken fraktal yapayım dedim ama pek beceremedim, o işte öyle kaldı ama Skate'in başını ağrıta ağrıta olayı çözdüm gibi, o demo'yu yapıcaz, güzelde olucak!
Yemek seçen bir adam olarak peynirli poğaçalardan uzak durmuştum ama bu durum sağlam bir açlık olarak geri dönmüştü bana, parti mekanındaki zorunlu ikramlar sayesinde durumu yine de idare edebiliyordum gerçi, ama o da nesi? Tam biraz kafa dağıtmak için salon'dan çıkmıştım ki girişte Bronx'tan Expert ve getirdiği çiğköfteleri gördüm. Bronx o anda benim için partinin en süper release'ini yapmıştı, tekrar teşekkürler çiğköfteler için, zamanlaması mükemmeldi
.
Parti mekanı gece'de kalabalıktı. Bu kalabalıkta boğaziçi bilgisayar klübünün (compec) üyelerinin orada olmasının payı büyüktü elbette. Açıkcası işte bilgisayar klubü böyle olur dedirttiler bana, bizim okuldaki kluple karşılaştıramıyorum bile. Ama bir diğer sebepte uzun zamandır olmasını istediğim, elimden geldiğince çabaladığım birşey olarak oyun yapımıyla ilgilenen bir grup insanında orada olmasıydı. Zaten aynı teknikleri kullanan birbirine çok yakın bu iki dal, konu, scene ile ilgilenen herkes için bu partilerin kaçırılmayacak bir etkinlik olduğunu düşünüyordum hep, sanırım katılan arkadaşlarda artık benimle hem fikirdir
.
Sabah bu oyun geliştiricisi/geliştirmeye hevesli arkadaşlarla compolar arasında bulduğumuz bir vakitte bir köşeye geçip kısa bir muhabbet gerçekleştirdik. Güzel bir başlangıç oldu bence, bir network, bir community oluşturmamız lazım Türkiyede. Devamı umarım GGJ'de gelir.
Sonra derken compo'lar başladı. Müzik composu beklenildiği gibiydi. Drey vs Wisdom kapışması oldu ve Drey kazandı. Müzik composu benim için biraz sönüktü bu sene. Geçen sene ki gibi Nightlord'tan bi katılım gelse, Hydrogen'de katılsa, ımpetigo, Chaotique'de katılsa falan, işte o zaman süper çekişmeli bir compo olacaktır. Seneye inşallah diyorum
Wild Compo'da Levent ve Bilgin'in yapmış oldukları blackberry oyunu çok rahat bir birincilik aldı. Video'dan gördüğümüz kadarıyla casual games türünde hem eğlenceli hem de bitmiş bir proje. Neredeyse pazarlanmaya hazır durumda diyebilirim. Herhalde tek sıkıntısı blackberry'nin çoğunlukla iş adamlarına yönelik bir cihaz olmasıdır ama iphone gibi platformlarda bu oyun için umut var. Diğer katılımlara gelince ikisi de 80'ler göndermeleri ve dönemin bilgisayarlarına olan saygı duruşları ile çok güzel iki katılımdı ama Creatures gibi tamamen 'bitmiş' ve güzel tasarlanmış bir oyun karşısında şansları yoktu. Yine de umarım seneye bu tarz katılımları yine görürüz, kesinlikle izlerken çok eğlendim ve seneye bende bu tarz birşeyler denesem mi acaba diye düşünmüyor değilim.
256 byte kategorisi bu sene Skate ve Anes el atmayınca biraz sönük kaldı
. Devreci daha önce Assembly ve opengl ile yaptığı 3d oyun ile assembly kullanma konusundaki becerisini ispatlamıştı bize. Açıkcası onun ismini görünce beklentilerim daha yüksekti. Gerçi yolladığı productlardan biri teknik sorunlar yüzünden yarışmaya giremedi ve linux kullandığım için indirip bende daha bakmadım açıkcası o yüzden o sonuncu efekt nasıl birşey bilemiyorum ama Devrecinin söylediğine göre en iyisiymiş. Stranger'ın c64'te kodladığı 256 byte'te ufak ve şirin birşeydi ama sanırım Devreciye karşı kazanmasındaki en büyük etkin c64 kullanmış olması oldu.
Freestyle Art'ta Arcane'in Skull isimli ürünü çok güzeldi. Bol bol alkış aldı bizden ama Rebels'ten adını hatırlayamadığım birinin Steel2009 isimli ürünü ise muhteşemdi ve bu compoyuda kazandı ama sonradan ürün orijinal olmadığı gerekçesi ile diskalifiye edildi ve birincilik Arcane'e kaldı. Aslında bir katılım daha vardı ama parti sitesinde bulamadığım ve isminide şimdi hatırlayamadığım için pek değinemeyeceğim. Ama hatırladığım kadarıyla soyut, güzel bir çalışmaydı. Rephisto gibi sağlam ilüstratörlerin eksikliğini çok hissetti bu kategoride. Huzurlarınızda Spritus'u göreve çağırıyorum. Resident gibi 2000'li yılların Türk Scene'inde en sağlam gruplarından birini kurup, Anesthetic gibi coderları, Flexi gibi müzisyenleri (yahu adam o kadar zamandır müzik katılımı yapmamış ki müzik compo'da onlarda katılsaydı dediğim müzisyenler arasında adını yazmayı unutmuşum, ama o da tekrardan dönmeli, Caret'in müziği neydi öyle, hala ara ara dinlerim. Flexi daha çok parça istiyoruz senden!), Rephisto gibi grafikerleri bünyesine katıp sonra ilgisizlikten scene'den uzaklaşmalarına izin vermek olmaz!
Ve sıra geldi Pixel Grafik composuna. Sadece 4 katılım olmasına rağmen oldukça çekişmeli idi. Arcane yine çok tatlı bir grafik ile katıldı ama karşısında devler vardı. Turbo yine her zaman ki gibi süper bir çizimle katılmıştı. Spritus'ta tekrar kendini aşmıştı ama oylamalar sonunda gördük ki Spritus sonunda sadece 0.6 puanla bile olsa büyük üstad Turbo'yu geçmeyi başardı
. Spritus'un çalışmasındaki Tolkien tarzı sanırım beni olduğu gibi diğer katılımcılarıda vuran şey oldu. Son olarak Spacecake'in (eski nickiyle prodigy) "4 years old wine" isimli çalışmasına değineceğim. Grup arkadaşım olduğu için yazmıyorum bunları ama Spacecake her partide kendini daha da ileriye götürüyor. Nightshift2006 idi sanırım ilk katıldığı demoparty ve her demoparty'de üstadları izleyerek ve onlardan öğrenerek kendini geliştirmeye devam ediyor. Bu hızla devam ederse 2-3 sene içinde çok başarılı bir pixel artist olabilir gibime geliyor.
Oyun composu bu sene çok sağlam katılımlar almıştı. Onat'ın Hell's Deep isimli çalışması birinciliği açık ara hak ediyordu ama. Tam olarak bitmiş bir oyun olmasa bile oyun mekanikleri tamamen oturmuş bir haldeydi ve oyun görsel olarakta göze güzel gelmeyi başarıyordu. Tek sıkıntısı güzelde olsa particle efektlerini çok bol kullanmış olmasıydı. Hem büyüler hem de yaratıklar particle efektinden oluşunca ekrandaki görüntü gittikçe karmaşıklaşabiliyor. Onun dışında gayet güzel bir oyun olmuş. ılker Görkem River Raid remake'ini daha önce yayınlamış olduğu için sadece Board Soccer oyunu ile katıldı. Çoğumuzun çocukluğunda bol bol oynadığı bu oyunun çok başarılı bir uygulaması olmuş. Ve yapay zekaya da sahip olup ayrıca bu yapay zekanında gayet iyi oynaması ayrıca büyük bir artı. Tutelage oyunu zaten güzel bir shoot'em up olmasına rağmen hem amiga release'i olması hem de parti mekanında gecelenerek geliştirilmesi ile benden yüksek puan alan bir oyundu ve açıkcası ilk ikide yer alacağını düşünüyordum. Rescue Erroll'u çok iyi hatırlamıyorum, ama güzel grafikli bi flash oyunuydu, üsse doğru gelen tank vs.'yi üssün girişindeki top'u kullarak üsse ulaşamadan vurmaya çalışıyorduk. Son oyunsa Infect'ten geldi. 7D9'a özel bir araba simulasyonuydu ama müzik olarak "What is love?" ı tercih etmesi bende keşke oyunu arabayla bir partiden diğerine gitme temalı, partilerde de insanlara sürtme (ünlü A Night at Roxbury skeçi) üzerine mini game'i olan bir oyun yapsaymış birinciliğe oynayabilirmiş fikrini uyandırdı
. Compo makinasına çok yavaş çalışıyordu ve oyun namına pek birşey barındırmıyordu, iyi bir sonuç alamadı bu yüzdende.
-Argh, sığmadı hepsi bi sonraki mesajda devam ediyor parti raporum.-