7nci bölüm - Sessiz Çığlık-
Salondaki elipsoit masa üzerinde biri beyaz, diğeri ekmek kasa olan iki c-64 kuruluydu. Uzun süre çalışmaktan iyice ısınmış crt ekranlardan gelen hafif yanık kokusu, odadakiler için tanıdık ve önemsizdi. Sert bakışlı, bankacı dedenin çakıyla oyarak yaptığı koltuklara, elektronik sıcağından bunalanların özensizce fırlattıkları iki desenli kazak, mevsimin kış olduğuna işaret ediyordu. Hoş bir aydınlık yaratan eski usul kristal avize, zaman zaman kapatılıp açılıyordu. Eğer Hitchcock'un arka penceresi bu salona bakıyor olsaydı, James Stewart mutlaka bir şeylerden şüphelenirdi.
Skate sol tarafta bacağı kırık olmayan bir sandalye bulmuş introyu kodlamaya çalışırken, Endo koltuğa oturmuş Commodore dergilerini karıştırıyordu. Datura ise bitirmiş olduğu logoyu yüklemişti. Hydrogen "Valla çok güzel oldu abi, şu renklere bak, eline sağlık" dedi. Datura monitörün renk doygunluğunu açtı ve kontrastını biraz kıstı. "Ya öyle diyorsun da, isim iyice saçma oldu, buradan bizi yakalamasınlar? Ah kilitlendi mi lan?" Hydrogen kırmızı multi-ice 3 kartuşa reset attı ve ekrana "sys 49152" yazdı. Bir şey olmayınca tekrar reset attı ve Endo'ya döndü. "Datura kartuşa çarptı abi, başlangıç adresi neydi bunun?" Endo ağır ağır c-64 başına oturarak makine dili monitörüne girdi.
Hydrogen Datura'ya döndü ve "Yok be abi, ne diyecekler, ne saçma sapan isimler var. Aslında bence esas sorun, anlaması gerekenlerin anlamaması olabilir. Fazla kapalı oldu. Bunu kim Digital Dungeon'dan bulacak da, indirecek de, inceleyecek de. Ölme eşeğim ölme."
Hydrogen yanılıyordu. 2-3 hafta içerisinde forumlarda, yeni kurulan bir oluşum üzerinden, sıradan fakat anlamsız bir gerginlik oldu. Bu oluşumdaki herkesin takma isimleri belliydi ve olaydan çok kısa süre sonra da dağıldılar. Gerginliğin müsebbibi tam olarak kimdi, hiçbir zaman anlaşılamadı. Bütün üyelerin bu işte parmağı olduğunu düşünmek saçma olurdu. Aksine oluşuma değil çevresine bakmalıydı. Gerçek takma adını kullanmayan ve bu olaya hiç müdahil olmayan gizli manipulatöre...