Gönderen Konu: Tavsiyeler  (Okunma sayısı 14324 defa)

Tavsiyeler

« Yanıtla #30 : 12.03.2006 13:02:32 »
Hızlı düğmeleri aç

spritus

İleti: 933

Çevrimdışı
  • *****
  • Hero Member
    • Profili Görüntüle
    • http://resident.tr-demoscene.info
Alıntı
Originally posted by GnoStiC@Mar 12 2006, 02:06 AM
hazir eski anilardan bahsederken;
c64'de grafik yapan bir cocuk vardi, gecmis zaman adini hatirlamiyorum, televizyonlari siyah beyazdi..
bir cizim programi ile grafik cizerdi ama televizyonu siyah beyaz oldugu icin hangi renk cizdigini goremedigi icin, elinde bir kagit vardi paletteki hangi renk neye denk geliyor listesi, ona gore cizerdi..

kadem/accuracy'nin siyah beyaz tv'de deli grafikler çizdiğini duymuştum. daha sonra bunu, teknoloji tv'deki "computer scene" programına katıldığı akşam bizzat kendisinden duydum

Tavsiyeler

« Yanıtla #31 : 12.03.2006 15:53:35 »
Hızlı düğmeleri aç

Bakkada

İleti: 1.073

Çevrimdışı
  • *****
  • Hero Member
    • Profili Görüntüle
Ben yazcaktim ki Spritus seettirmis,siyah beyaz ekranda grafik cizen Kadem'di hatta kendisi hala bazi renk kodlarini ezbere bilerek beni hayretlere dusurmustur.Zaten adamin nick'i agir KADEM :)
Accuracy diger partilere gelin be abiiii :(

Tavsiyeler

« Yanıtla #32 : 12.03.2006 18:12:04 »
Hızlı düğmeleri aç

GnoStiC


  • Ziyaretçi
benim bahsettigim kisi kadem/acy degildi, bolulu biriydi ama dedigim gibi hatirlamiyorum su an adini.. bu arada kadem'in de siyah beyaz tv ile cizdigini ogrenmis oldum, tesekkurler :)

Tavsiyeler

« Yanıtla #33 : 12.03.2006 22:06:12 »
Hızlı düğmeleri aç

vigo


  • Ziyaretçi
max/bronx da siyah beyazda çizerdi amigada...
keza mono monitörü vardı, müzikleri yaptıktan sonra stereo monitörü olan birine yada bi dükkana gidip test ederdi...

Tavsiyeler

« Yanıtla #34 : 12.03.2006 22:49:20 »
Hızlı düğmeleri aç

jimqode

İleti: 215

Çevrimdışı
  • ***
  • Full Member
    • Profili Görüntüle
    • http://
acik kaynak kodlu yazilimlar hakkindaki fikirlerinize katilmiyorum. oncelikle  calisan, birseyleri basaran, bir takim isleri kolaylastiran bir yazilim yazmakla bir demo programlamak arasinda dev ucurumlar var. kodun ne kadar kucuk oldugu, ne kadar hizli calistigi demo programlama on plandayken, yazilim endustrisinde on planda olan konular her zaman kodun yeniden kullanilabilirligi (bkz: OOP), esnekligi (bkz: OLE, activeX, CORBA), genisletilebilirligi (bkz: plugin) ve guvenilirligi gibi konulardi. Bugun de bu boyle. Acik kaynak modelinin eski modele gore avantajlari cok buyuk.

Ayrica genel olarak business software'leri ve isletim sistemlerini etkileyen konularin demoscene ne acidan etkileyebilecegini goremiyorum. Medya ayni olsa da, medyayla interaksiyon bicimimiz kokten farkli. En son ne zaman (Java kullanmadan) multiplatform bir demo yazdiniz?

Amigaci kalmamis ortada biliyorum ama bu ornegi vermeden edemiycem. Linux'un sundugu inanilmaz acik kaynak kodlu yazilim tabanindan herhangi bir yazilim en fazla 1-2 haftalik bir ugrasla 68k amiganizda bile calisabilecegini biliyor muydunuz? Ayrica tek calisabildigi mimari bu da degil. Familiar projesine, diger embedded linux projelerinde bile (cok ucmadan) bir cok seyi minimum degisiklikle calistirmak mumkun.

Ayrica eger konu challenge ise kendinize acik kaynak kodlu yazilimlar icinde de challenge uretebilirsiniz. Universitede bitirme projesi olarak 80c535 mikroislemcili bir karta lcd panel, rs232 port gibi ekler yaparak uzerinde calisan bir hastabasi monitoru yazmistik. ayni gunlerde programlama bolumundeki bir linux hastasi tasarladigimiz kartin uzerinde X server calistirdi ve yaptigimiz seri porta da mouse bagladi. Bi kac primitif X aplikasyonu bile calistirmayi basardi, hem de ram cok sinirliydi.

Demoscene'in dayandigi degerleri sallayan sey kullandigimiz makinelerin sinirlarinin cok ileriye tasinmis olmasi ve acik PC mimarisidir. PC'de demo kodlarken nasil bir makina uzerinde kodunuzun kosacagini onceden bilme sansiniz yoktur. Bu da zorlamaniz gereken sinirlar artik dinamik sinirlardir demektir. Ayrica zaten PC mimarisi statik bir mimari olsaydi bile bugunun muthis islemci guclerinin, baslibasina bir bilgisayar olan ekran kartlarinin ve cd kalitesinde ses ureten, uzerinde DSP entegreleriyle birlikte gelen 5+1 ses kartlarinin sinirlarina ulasmak icin partiden onceki 4-5 hafta boyunca 4-10 kisiden olusan bir ekibin oturup calismasi yetmez.

nightlordun partide bahsettigi, eskiden kimse demonuzda gorsel butunluk yok gibi biseyle karsimiza cikmazsi cumlesi de bunun sonucudur. Cunku hardware'in sinirlari pratik olarak ortadan kalkmistir (PC icin konusuyorum). Uzerinde at kosturabileceginiz kadar hizli bir islemciye gigabytelarca alana sahipsiniz. pesinden kosacak sanatsal deger disinda birsey kalmadi PC scene'de bence.

Ozetlemem gerekirse, 80'li 90'li yillarin demoscene'inin aradigi ve buldugu challenge hala etrafimizda, sadece hala c64 gibi aletlerle ugrasmak istemeyenler bunun icin pc mimarisine degil baska mimarilere bakmalilar bence. Ve acik kaynak modeli demoscene'i baglamaz.

Bence boyle...
/*
Planet Retro - Retrocomputing News and Blogs
*/

Tavsiyeler

« Yanıtla #35 : 13.03.2006 00:45:44 »
Hızlı düğmeleri aç

spaztica

İleti: 1.493

Çevrimdışı
  • Administrator
  • *****
  • Hero Member
    • Profili Görüntüle
zaten kimse açık kaynak kodların demoscene'i bağladığını söylemiyor. dah endirekt bi yaklaşımla kişisel oalrak sevmediklerini dile getiriyorlar.

ben de açık kaynakla da demoscene le de yoğun uğraşmış biriyim. açık kaynak, programcı mantığında yaklaşanlar için, sistemlerle uyumlu yapılarla uğraşanlar için güzel bir yaklaşım; özellikle de M$ gibi megapollere karşı bir duruş sergilemesinden ötürü. ama scene, bunla alakalı değil ve birçok scener kodlarını uluorta açıkkaynak sitelerinde dağıtmak istemez. haa, arkadaşı, dostu gördüğü insanlarla paylaşıp paylaşmamak da kendi tercihidir, ama genellikle friendship söz konusu olduğu için triplere girmez, isteyene gereken bilgiyi/ kodu verir. scene için üretilen demolar ve kodlar, zaten genellikle halka açık hizmet babıdnayazılan kodlar da değil zaten. ama açık kaynağın amacı biraz bu; halka hizmet vermek. bu yüzden bu ikisi farklı kulvarlar; bunun altını net çizmek gerekir.

erişilebilir ve tembel insanların amacı da zaten demo yazmak değil, acil ihtiyacına beleş çözüm bulmaktır; megapoller oluşturan ürünlere alternatif bulabilmektir. scener bir insanın açık kaynağa açık ya da kapalı olması da bu yüzden kişisel bir fikirdir ve kimseyi bağlamaz. ama bilginin değeri söz konusu olunca... evet, dolaşıma girmesine karşıyım; ama sebebim net: bir insanın aylarını verdiği bir bilginin bedelini ödemeden, benzeri bir zahmete ve araştırmaya girişmeden, ayların uykusuz gecelerini geçirmeden edinilen bilginin o kişiye bir değeri yoktur. diğer tarafta coder şahıs, gerekirse hatunuyla uyumayarak, işini ya da okulunu aksatarak ödediği bedeller karşılığında emeğinin böyle düşüncesiz insanlar tarafından çarçur edilmesi çok ağırına gider insanın. haliyle, bu tür bir yoldan ilerleyen coder kişilerin açık kaynağa bir miktar karşı olmaları bundandır. ayrıca coder şahıs, yoğun ego sahibidir; bir sanatçı gibi. ben yazarım bunu der, yazılanında daha iyisini yapar. bu, onu tatmin eder. ama açık kaynakta, bazı ele başları ortak bir kıstas -genellikle herkesin ortak paydası minimum ihtiyaçlar- belirler ve üzerinde çalıştıkları yazılımı ona göre şekillendirirler. 2 farklı ve büyük açık kaynak yapısında bulundum, onlara kısmi kodlar yazarak. lakin farklı bir fikri ortaya atmak, bunu ben şöyle daha iyi yaparım demek bu yapılarda çok da mümkün değildir. aslında yapılan, birkaç kişinin altından kalkamayacağı bir çalışmayı daha büyük bir gruba yayarak üretmelerini sağlamaktır. ama yazılımın mimarisini bu büyük grup belirlemez, hep baştaki grup belirler. haliyle sanıldığının aksine aslında tam bir demokratik ortam söz konusu da değil, bu tür uygulama ortamlarında.

konumuzdan biraz sapmış olsak da, bilgiye/ ürüne verilen değer ve bunun dolaşım halinde yaşanacak hayal kırıklıkları da sanırım birçok kişinin açık kaynağa karşı olmasının diğer bir sebebi...

challenge ve sanatsal duruş konusunda da düşüncem bunun tamamen yapılan ürünle alakalı olduğu. yine de tabii ki ilk efekt yaratanların yaşadığı challenge apayrı idi; yepyeni fikirler pişirmeniz gerekiyordu. günümüzde tüm fikirlertükenmiş gözükse de çok sade bir duruşla yapılan bir çalışma, çok da çarpıcı olabiliyor. kullanılan efektler mi? aynı... kodlar mı? çok benzer. ama fark eden, izleyiciye verdiği deneyim, yaşattığı duygu. bu da tamamen art director'lük gibi bir title'a denk geliyor; tabii ki mesleki ya da eğitim sonucu alınan bir sıfat olarak değil kastettiğim. demoyu oluşturan unsurları yönetmek, bir orkestra şefi gibi uyumlarını sağlamak... tabii ki demo estetiği ile sanat ya da grafik tasarım estetikleri çok farklıdır (hydrogen'e selamlar!) ama pekiala minimal üslupta yapılabilecek bir demo da gayet etkili olacaktır. minimallik, koddan ya da grafikten sakınmak değildir. yemeğin tam tadını oturtmadaki beceridir minimallik. ne fazlası, neeksiği; yemek, tam kıcamında ve tadında olmalıdır. yoksa minimallik, tencerenin içine bir soğan bir tutam tuz ve bir domates koymakta değildir.

yine dağıttım biraz, karnım aç galiba... :o) ama esas challenge bence burada başlıyor, demoscene'in var ettiği tüm unsurları, efektler, kodlar,müzik vs tam kıvamında harmanlayabilme becerisi. bu şimdiye kadar sadece coder'a mahsustu; zira koda hakim olan oydu. ama sadece kod, tencereye konan soğan gibi orada durur sadece. onları karıştıracak, müzikle senkronunu düşünecek, grafikle bütünlüğünü düşünecek, hatta temasal yapının şu bu kısmı ya da efekti sırıtmadan gözükmesini düşünecek kişiye de iş düşüyor. gruplarda bu zaten ortak bir çalışma olur, şurasını böyle yapalım türünde. ama bunu yaparken ne kadar zevkli olursanız, yapılan demo da izleyene o kadar keyif verir.

Tavsiyeler

« Yanıtla #36 : 13.03.2006 01:04:11 »
Hızlı düğmeleri aç

chenmy1

İleti: 184

Çevrimdışı
  • ***
  • Full Member
    • Profili Görüntüle
    • http://www.mosengine.inativa.com
Alıntı
Originally posted by spaztica@Mar 13 2006, 12:45 AM
ama esas challenge bence burada başlıyor, demoscene'in var ettiği tüm unsurları, efektler, kodlar,müzik vs tam kıvamında harmanlayabilme becerisi. bu şimdiye kadar sadece coder'a mahsustu; zira koda hakim olan oydu. ama sadece kod, tencereye konan soğan gibi orada durur sadece. onları karıştıracak, müzikle senkronunu düşünecek, grafikle bütünlüğünü düşünecek, hatta temasal yapının şu bu kısmı ya da efekti sırıtmadan gözükmesini düşünecek kişiye de iş düşüyor. gruplarda bu zaten ortak bir çalışma olur, şurasını böyle yapalım türünde. ama bunu yaparken ne kadar zevkli olursanız, yapılan demo da izleyene o kadar keyif verir.
[post=5944]Quoted post[/post]
[/b]

  Evet .

+Kod                   -
+Grafik (2d /3d)    | ---> Uyum
+Muzik/ses          -
                               
 Bunlardan biri aksarsa demonun bi anlami kalmiyor..
Algoritmik Geometri^S!P and MEE!ditor 64/4 kb intro tool.

Tavsiyeler

« Yanıtla #37 : 13.03.2006 01:35:30 »
Hızlı düğmeleri aç

GnoStiC


  • Ziyaretçi
genel olarak konumuz ile alakasiz ama belki icinizde okumamis olanlar vardir diye;

Yazılım geliştirmeye değişik bir bakış...
http://www.btinsan.com/1114-04.asp


Alıntı
Originally posted by spaztica@Mar 13 2006, 12:45 AM
ayrıca coder şahıs, yoğun ego sahibidir; bir sanatçı gibi.
[post=5944]Quoted post[/post]
[/b]

Tavsiyeler

« Yanıtla #38 : 13.03.2006 02:08:52 »
Hızlı düğmeleri aç

spaztica

İleti: 1.493

Çevrimdışı
  • Administrator
  • *****
  • Hero Member
    • Profili Görüntüle
zaten programlama bir sanattır! :o)