Bu nasıl orjinal bir orkestrasyondur. Etnik, senfonik, metal nasil bu kadar guzel dengelenir. Bir kez daha akıllara durgunluk verecek bir iş ile karşı karşıya kalmanın tarifsiz dumur ve mutluluğunu tadıyorum.
Önce Drey vardı. Kadim zamanlardan beri yaşayan bir irfan. Sonra Hydrogen ona bir SID besteledi. şimdi Drey o SID'i başka bir medyada canlandırdı. Biz normal ölümlüler de bu yetenek pınarı soydan daha başka neler çıkacak diye bekler olduk.
Öncelikle şunu itiraf etmeliyim. Ben Drey'in SID versiyonunu resmen anlamamışım. Yani kendimi hayret ve dehşetle kınıyorum. Orkestrasyonu dinledikten sonra orjinali yeniden dinlediğimde zaten orada olan bazı temel armonik öğeleri resmen tamamen kaçırmış olduğumu farkettim. Bunun için daha önce Drey SID ile ilgili olarak Hydrogen'e saygı ve tapınmalarımı yeterince iletmemiş olmaktan dolayı utanç içindeyim.
Parçanın orjinal kompozisyonunda yer alan 50. saniyedeki akor değişimi aradaki interlude ve ınterlude sonrasındaki solo melodi ( orkestra versşyonunda elektro gitarın seslendirdiği) harika öğeler ve Hydrogen'e şapka çıkartıyorum.
Orkestrasyonda ise Drey bu esere hakkettiği kalitede bir aranjman ve teknik mükemmellik ile yeni bir boyut getiriyor. Yine günlerce parçayı tekrar tekrar dinleyerek bu iki ustanın uyguladıkları trikleri tespit edip öğrenmeye çalışıyorum.
Drey orkestrasyonda parçayı biraz daha yavaşlatarak başlamış işe. Bu hem bas ritmi taşıyan çello/kontrbas grubunun daha gerçekçi ve doğal duyulmasını sağlıyor, hem de daha sonra giren slow heavy metal bateri ritminin daha patlayıcı bir etki yaratmasını sağlıyor bana göre.
Beni benden alan bir diğer trik 4.ölçüde giren tef + üçgen zil karışımı etnik perküsyon. Ben daha buna diyecek söz bulamazken 8.ölçüde giren darbukaların etnik ritmi güçlendirmesi ve aynı anda önde yine brass section'ın melodiye girişi, 12. ölçüde ritm gitar ve baterinin girişi, 16. ölçüde lead gitarın girişi 18'de modülasyon ve ardından süper bir geçiş ile Hydrogen'in harika interlude bölümünün oboe, yaylılar ve hafiflemiş etnik perküsyon ile girişi. Sanki arka arkaya birbirinden güzel resimlere bakıp daha birindeki detayları inceleyemeden diğerinin gelmesi gibi bir his yaratıyor bende. Bu parçanın özellikle ilk 26 ölçüsünün kompozisyon derslerinde build-up örneği olarak okutulması lazım, yok böyle bir akış. Zaten interlude'den sonraki patlayıcı final solosu ve son bölümde ritm lead ve yaylı basların birleşimi böyle muhteşem ve görkemli bir orkestrasyon örneğini de harika tamamlıyor.
Bunun ardından bize kalan bu iki üstada bol bol ilham dilemek ve "yok mu şöyle başka kuzen, yeğen, dayıoğlu, amca kızı" diye sormak oluyor
Bu tip bir eserle karşılaştığım zaman birbiri ile çelişen iki dürtü hissediyorum:
1- ne kadar hayran kaldığımı ifade etmeliyim. Yok bu yazdıklarım yetmedi bir paragraf daha yazıp falanca unsura olan hayranlığımı da dile getireyim.
2- ya böyle bıdı bıdı yazıp durmayayım parçanın ne kadar aşmış olduğu zaten gün gibi açık, ben kimim de bu kadar review yazmaya hak görüyorum kendimde.
ışte bu iki dürtünün ortasında bir yerleri tutturmaya çalısıyorum ama tutturamama ihtimalimi göz önüne alarak açık açık yazayım dedim
1- burada yazabileceğim herşeyin ötesinde bir miktarda bu parçaya hayranlık duymaktayım
2- bu parçaya ve bunun gibi gelecekteki parçalara umarım benden çok daha ehil insanlar da feedback verirler